Harp Akademileri Komutanlığı’ndaki Darbe Faaliyetlerine İlişkin Dava

0
1462

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı’ndaki faaliyetlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu’nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin, aralarında 3 generalin de bulunduğu, 1’i başka suçtan olmak üzere 121’i tutuklu, 1’i firari 126 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’deki Alibey Spor Salonu’nda yapılan duruşmada, dün 12 tanığın ifadesinin alınmasının ardından, bugünkü oturumda 8 tanık daha dinlendi.

Tanıklardan, olay tarihinde Güvenlik ve Eğitim Şubeden sorumlu piyade albay olduğunu belirten Mehmet Gökeş, 15 Temmuz’da 22.55 sıralarında evine çıkmak üzereyken Harp Akademileri Kurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Nevzat Taşdeler tarafında aranarak akademiye çağrıldığını söyledi.

Akademiye giderek Taşdeler’in odasına girdiğini ve Taşdeler’den, “Nizamiyelerden giriş çıkış kapatılacak nizamiyeler takviye edilerek emniyet tedbirleri arttırılacak” şeklinde emir aldığını aktaran tanık Gökeş, şöyle devam etti:

“Kamuflajımı giyip eşimi aradım. Silahımı hazırlamasını söyledim. Lojmana gidip silahımı aldım. Geri dönüp geldiğimde, karargahta subaylar kendi aralarında konuşuyor, bir kalkışma çıktığını, nöbetçi amiri ve yardımcısının da bu işin içinde olduğunu, dışarıda da silahlı akademi öğrencilerinin yürüdüğünü konuşuyorlardı. Böylece nöbetçiamiri ve yanındakileri aramaya koyulduk.” dedi.

Bu esnada Hava Harp Akademisinin önünden geçerken kapının önünde 10-15 civarında personel gördüklerini, başlarında nöbetçi amir ile yardımcısının bulunduğunu öğrendikleri bu personelin ellerinde silah olduğunu belirten tanık Gökeş, “Bu askerleri gizlice takip ettik. İkiye ayrıldılar. 4 kişilik olan küçük grubun peşine düştük. Bunlardan bir tanesi pilot kıyafetliydi. Deniz Harp akademisinin önündeki otoparka geçip bir araca bindiler. Etraflarını sarıp müdahale ederek araçtan indirdik.
Sonradan öğrendiğim kadarıyla bunlardan biri Hava Pilot Binbaşı Cenk Erdoğan’mış. Yere yatırıldılar, silahları alındı. Bir süre sonra kurmay başkanı Taşdeler yanımıza geldi. Bir süre Cenk Erdoğan’ı kenara çekip konuştu ve daha sonra orada bulunan askerlere yakaladığımız kişilerin ellerini çözmelerini emretti ve ellerini çözdürdü ve onları gönderdi. Sonrasında ise kamera odasına giderek şüpheli olayları ve kişileri not almam istendi. O gece personeldeki mühimmat sayısı olağandan fazlaydı.” diye konuştu.

Olay tarihinde Harp Akademileri Genel Sekreteri Kurmay Albay İsmail Şanlı, şu anda Milli Savunma Bakanlığı’nda çalıştığını belirttiği tanık ifadesinde, Kurmay Başkanı Nevzat Taşdeler’in çağırması üzerine 3 arkadaşıyla akademiye gittiğini söyledi.

Tanık Şanlı, ifadesinde şunları söyledi:

“Kurmay Başkanı Taşdeler’in odasına çıktım. Neler olduğunu sordum. Cevap vermeden, önüme kalınca bir evrak koydu. Sıkı yönetim direktifiydi. Evrakın içeriğini okumadan imzalara baktım. İmzalardaki isimleri görünce bunun normal bir evrak olmadığını anladım. Evraka baktıkça bunun FETÖ’cü bir darbe olduğunu anladım. Taşdeler’e de imzası olan kişilerin yetkili kimseler olmadığını söyledim. Bunun üzerine Taşdeler evrakı inceledi. ‘Ne yapacağız?’diye sordum. Personele verdiği emirleri anlattı. Toplanmakta fayda olduğunu söyledi.”

Halen Suriye El Bab bölgesinde bölüğüyle birlikte görev yaptığını vurgulayan tanık Gürkan Karaca, olay tarihinde akademide muhafız bölük komutanı piyade yüzbaşı olduğunu söyledi. Mesaiye çağrılması üzerine akademiye gittiğini kaydeden tanık Karaca, akademide personelini toplayıp yoklama aldığını, verilen emir üzerine şantiyedeki personeli bir servis aracıyla tahliye ettiklerini, sabaha kadar da akademi içindeki şüpheli silahlı personeli kontrol altında tuttuklarını aktardı.

Diğer tanıklar da 15 Temmuz’da yaşadıklarını mahkeme huzurunda tekrarladı.

Mahkeme başkanı, tanık ifadelerinin ardından dava dosyasına giren evrakları salonda okudu.
Başkan, gelen evraklara göre, FETÖ’nün sözde TSK yapılanması ve mahrem imamlarına yönelik yürütülen soruşturmalar ve düzenlenen iddianamelerde, görülmekte olan davanın sanıklarının bir kısmının da adının geçtiği belirtti.

Aralarında olay gecesi helikopterle darbeci askerleri işgal bölgelerine hava yolu ile taşıdığı iddia edilen kadın pilot üsteğmen tutuklu sanık Kerime Kumaş Yıldırım’ın da bulunduğu bir kısım sanıkların, HTS kayıtlarına göre, sivil imamlar tarafından büyük çoğunlukla Gürcan Büfe’deki sabit hattan arandıklarının tespit edildiğini açıklayan başkan, bazı sanıkların farklı zamanlarda birkaç kez, birkaç sanığın ise aynı gün içinde aynı numaradan ardışık olarak arandıklarını belirtti.

Haklarında ankesörlü telefon soruşturması yürütülen ve iddianame düzenlenen sanıklar, bir diyecekleri olup olmadığı sorulması üzerine, gelen evrakları inceleyerek savunma yapmak istediklerini dile getirdiler.

Tutuklu sanık Kerime Kumaş Yıldırım ise “Anladığım kadarıyla sabit bir hattan bir kez aranmışım ve 7 saniyelik bir görüşmem olmuş. Bir insan bir insanla 7 saniyede ne konuşabilir bilmiyorum.” dedi. Mahkeme başkanı bunun üzerine, “Biz gerekçeli kararımızda anlatırız, o zaman anlarsın.” cevabını verdi.

Duruşmaya, yarın müdahiller, sanıklar ve avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam edilecek.