EK BESİNLERE MERHABA !

0
2900

Bugüne kadar sadece sütünüzle beslediğiniz miniğinizin beslenmesinde yepyeni bir dönem sizi bekliyor: ek besinlerle tanışma

Yüzüne, gözüne, saçlarına, her yerine bulaşıyor ya şu mamalar, ne de sevimli görünüyorlar. Ve en sevimli fotoğraf kareleri, bu anlardan çıkıyor belki de… Bebeklerin ek besinlere geçiş dönemi, bu komik sahnelerle eğlenceli geçiyor da olsa, bir yandan da bazı noktalarda zorlayıcı olabiliyor. Bu dönemde anne sütünüzün durumuna ve bebeğinizin kilo alımına göre elbette doktorunuzun önerilerini dikkate alıyor olmalısınız, ama sizlere yine de bazı önemli noktaları hatırlatmak istiyoruz. Bebekler ve anneleri için önemli bir geçiş süreci olan bu dönemle ilgili görüş aldığımız Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz Duman, ek besinlere geçerken öncelikle bebeğin ayına göre belli bir sırayla başlanması gerektiğinin altını çiziyor. Aslında annelerin bu yöndeki tercihleri de çok farklı olabiliyor. Konuyla ilgili görüş aldığımız annelerin bazıları klasik, bazıları ise farklı yöntemlerle ek besinlere geçmişler. Ve başarılı sonuçlara ulaşmışlar.

Bebek hazır mı?
Bebeğin ek besine geçişe hazır olması, kaç aylık olduğu ve fizyolojik gelişlimi ile alakalıdır. 4. aydan önce bebeğin sindirim sistemi, aldığı besinleri sindirebilmesi için yeterli değildir. Ayrıca bebeğin besinleri ağzında çevirme refleksi 4-6. aylarda başlar. Öncesinde çocuk doktoru bir gereklilik görmediyse, ilk 6 ay sadece anne sütü alan çocuğa 6. aydan sonra yavaş yavaş koyu sıvı besinler ve devamında katı besinler verilebilir. 6. aydan sonra pütürlü ve yumuşak besinleri, dili ve damağı arasında ezerek yutabilir.

6. aydan önce ek besinlere başlanırsa ne olur?
Erken verilecek ek besinler, bebeğin anne sütünden yeterince yararlanmasına engel olur. Büyüme açısından anne sütü, bebekler için diğer tüm besinlerden daha faydalıdır. İlk aylarda dilin dışarı itme refleksi güçlü olduğundan, anne sütü bu reflekse en uygun beslenme şeklidir. Böbrek fonksiyonları ve sindirim enzimleri anne sütü dışındaki besinleri sindirmekte zorluk çeker. Alerji, zatürre ve ishal olma riski daha fazladır.

Alıştırma süreci nasıl olmalı?
Katı besinlere geçmek her zaman için zordur. Bebeğin alışmadığı bir besine hem tadı hem de kıvamından dolayı tepki vermesi normaldir. Bebek zorlanmamalıdır. Besinler, bebeğe önce çatalın arkası ile ezilerek püre kıvamında (istenirse tel süzgeçten geçirilerek de verilmeye başlanabilir), sonra küçük parçalar halinde verilmelidir. Eğer bir yiyeceği sevmediyse ne kadar yararlı olursa olsun zorlanmamalı, birkaç gün sonra tekrar denenmelidir. Bebeğin gerçekten aç olduğundan emin olmak, yeme ihtimalini arttırır. Ek besinlere geçiş aşamasına tercihen öğle saatlerinde başlamak, yemeğin etkilerini görme açısından faydalı olur. Bebeği rahat ve huzurlu bir ortamda yedirmek önemlidir. Anne strese girerse ve yemeyecek korkusu yaşarsa, bu durum bebeği de olumsuz etkiler.

İlk olarak hangi besinlerle başlanmalı?
6 ay boyunca kilosu normal ve üst seviyede seyretmiş bebeklerde mümkün olduğunca kalorisi az olan besinlerle başlamak gerekir. Bu amaçla en çok meyve ve sebzeler tercih edilebilir. Öte yandan kilosu normal veya alt sınırda giden bebeklere ise kalorisi daha yüksek olan muhallebiyle başlanabilir.

Hazır mamalar da tüketilmeli mi?
Marketlerde ve eczanelerde, kutularda satılan toz mamaların yanı sıra hemen yemeye hazır çok sayıda kavanoz maması bulunur. Kullanımları da pratik ve kolaydır. Fakat erken dönemde bu tür beslenmeye alışan bebekler, bir süre sonra ev yemeklerinden yedirildiğinde kabul etmeyebilirler ve bu süreçte zorluklar yaşanabilir. Bu nedenle öncelikli tercih ev yemekleri olmalıdır. Bebek mamaları beslenmeye eklenecekse, kutularının üzerinde yazılan tarife uygun olarak hazırlanmalıdır. Ancak genel ilke; önceden kaynatılmış ve soğumaya bırakılmış suyla hazırlanmasıdır. Her bir silme ölçek mama için 30 cc su eklenmelidir. Suyun miktarı, bebeğin böbrek sağlığı için önemlidir. Bu nedenle mutlaka ölçülerek yapılmalıdır. Daha besleyici olsun düşüncesiyle su yerine süt eklemek sakıncalı bir davranıştır. Bebeğin henüz olgunlaşmamış böbreklerine zarar verir.

Besinlerin miktarı ne olmalı?
Ek besinlere başlanırken en önemli noktalardan biri de; besinin faydalarının dışında, oluşabilecek yan etkilerdir. Bu nedenle ek besine birkaç çay kaşığıyla başlanıp, her gün miktar arttırılmalıdır. İlk başlanan besin mutlaka 4-5 gün üst üste verilmelidir. Bu süre zarfında, bebeğin besini sevip sevmediği gözlenir ve alerjik döküntüsü, ishal ve kusma gibi gıdaya karşı oluşabilecek yan etkiler belirlenir. Bu tür yan etki gözlenen besine 3 hafta ara verilir. 3 hafta sonunda yapılan ikinci denemede besinle ilgili yine benzer yan etkiler gözlenirse, 6 ay boyunca diyetten çıkarılır.

Ek besinler su ihtiyacı yaratır mı?
Bebeğin ek besinlere geçişiyle birlikte, su tüketimine de başlanabilir. Ek besinlerin miktarı arttıkça ve kıvamı katılaştıkça bebeğin su ihtiyacı da artar. Bebeklere özel üretilmiş “düşük mineralli su” tercih edilebilir. Alternatif olarak da evdeki içme suyunuzu kaynatıp soğutarak kullanabilirsiniz. Suyun kokusu ve tadı nötr olmalıdır. İlk gelişen duyuların, koku ve tat alma olduğu düşünülünce, suyun mamanın tadını değiştirmemesi önemlidir.

Nelere dikkat edilmeli?
Anne sütünün devamında başlanacak ek besinler, çocuğun daha sonraki besin seçimini de etkileyecektir. Bu nedenle bebeğe şeker içeren tatlı yiyecek ve içecek verilmemelidir. Bu besinler bebek açısından sağlıklı olmamakla birlikte, onun daha sonra diğer besinlere alışmasını da zorlaştıracaktır. Ayrıca bebeğin besinlerinin hijyenik bir ortamda hazırlanması çok önemlidir. Açıkta ve uygun olmayan sıcaklıklarda bekletilmiş yiyecekler, bebekler için çok tehlikelidir. Besinin hazırlanmasında ve pişirilmesinde kullanılan yöntemler, vitamin kayıplarını en aza indirmekte de önem taşır. Gereğinden fazla sürede pişirme, uygunsuz yöntemlerle (kavurma, kızartma) pişirme, fazla suda haşlama ve bu suyu dökme gibi hataların da yapılmaması gerekir. Ev yapımı yoğurt veya sebze maması ilk besine geçişte doğru bir tercih olacaktır. Ek besine tatlı bir meyve yerine patates ve havuç karışımı sebze maması ile de başlanabilir. 1 hafta sonra meyveye geçilebilir.

Bebek yemek istemezse ne yapılmalı?
Bebeğin alışmış olduğu bir kıvamdan ve tattan, başka bir kıvam ve tada geçmesi kolay olmayabilir ve zaman alabilir. Verilen yiyecekleri diliyle dışarı itiyor olması, istemediği anlamına gelmez. Verilen yiyeceği beğenmeyebilir ve istemeyebilir. Böyle zamanlarda zorlamadan, farklı bir şekilde birkaç gün sonra tekrar denemek en doğrusudur. Ayrıca bebeklerin mide kapasitesi göz ardı edilmemelidir. Porsiyonlar ona göre düzenlenmelidir. 6-12 ay arası, ek besinlere geçildiği dönemde; günde 4-6 kez, 200-250 ml besin bebekler için uygundur.

Besinler nasıl hazırlanmalı?

Meyveler: 6. aydan itibaren verilebilir. İstenirse öncelikle cam rendede ezilmiş taze meyvenin suyu verilebilir. Kısa bir süre sonra da meyveler, cam rendede rendelenerek suyu ve posasıyla verilmelidir. Bebeğin gelişimi dahilinde yiyeceklerini katılaştırmak şarttır. İlerleyen dönemde de yumuşak meyveler rendelenmeden kendisini verilmelidir.

Sebzeler: 6. aydan itibaren, sebze suyu ya da çorbası verilebilir. Sebze çorbası şöyle yapılmalıdır: Sebzeler yıkanır, kabuklu sebzeler soyulur ve doğranır. Küçük tencerede kaynamakta olan suya konulur. Su, sebzelerin üzerini örtecek kadar olmalıdır. Ateş kısılır, sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirilir. Pişmiş sebzeler ezilerek süzgeçten geçirilir. 1 çay kaşığı yağ eklenir. Patates yerine 1 tatlı kaşığı pirinç veya kırmızı mercimek eklenebilir. Vitamin kaybı olmaması için sebzelerin 10 dakika düdüklüde pişirilmesi idealdir

Yumurta: 1 yaşına kadar yumurtanın sadece sarısı bebeğe yedirilmelidir ve öncelikle haşlanarak verilebilir. Haşlanacak yumurta yıkanır, suya konur, kaynamaya başladıktan 5-10 dakika sonra soğuk suya alınır. Yumurta uzun süre pişirilmemelidir, çünkü uzun süre pişen yumurtanın sarısının etrafında bir yeşillenme olur, bu da besin değeri kaybının göstergesidir.

Etler: 8. aydan itibaren verilebilir. Etler, kıyma şeklinde verilmelidir. Hafi f ateşte, suyuçekilinceye kadar pişirilir, ancak kavrulmaz. Bu şekilde hazırlanmış kıyma, çorbalara eklenir. Tavuk etinden yapılmış kıyma da aynı şekilde hazırlanabilir. Balık, buğulama veya ızgara şeklinde verilebilir. Dilenirse düdüklüde sebzelerle pişirilebilir.

Tahıllar: 7. aydan itibaren verilebilir. Bebeklere ilk verilecek tahıl pirinçtir. Pirinç, bebek beslenmesinde en güvenli kabul edilen tahıldır. Pirinç, sebze çorbalarına eklenerek yedirilebilir.

Kuru baklagiller: 8. aydan itibaren kuru baklagillerin ezmeleri verilebilir. Nohut ya da fasulye ayıklanır, yıkanır ve 8-10 saat süreyle ıslatılır. Islatma suyu dökülür. Yumuşayan nohut ve fasulyenin kabukları soyulur. Üzerini 1-2 parmak geçecek kadar su ile yumuşayıncaya kadar pişirilir. Pişen nohut ve fasulye, yine pişirilen suyun içinde ezilerek verilir. Dilenirse sebzelere de karıştırılabilir.

Yoğurt: 6. aydan itibaren tercih edilebilir. Genellikle ikindi öğününde tercih edilir. Sindirimi kolay olduğundan bebekler için iyi bir besindir. Ara öğünlerin vazgeçilmezidir. Ayrıca bağırsak mikro fl orası için gerekli bakterileri içerir. 1 litre süt kaynatılır, eli yakmayacak sıcaklıkta 40 dereceye kadar soğutulur. 1-2 çorba kaşığı süt içinde, sulandırılmış 1 çorba kaşığı yoğurt maya olarak süte eklenir ve yavaşça karıştırılır. Tencerenin üstü sarılarak en az 4 saat kadar sıcak ortamda, yeri değiştirilmeden bekletilir. Hazırlanan yoğurt, 2-3 gün süreyle bebeğe verilebilir.

1 Yaşından önce bal yedirmeyin !
Arılar bal yapmak için nektar toplarken botulızm bakteri sporlarını da beraber alıp farkında olmadan bal yapımında kullanabilirler. Yetişkinlerde bu balın yenmesi sorun yaratmaz. Fakat bebeklerin, savunma ve sindirim sistemleri yeterince gelişmediği gibi mideleri de sadece anne sütünü hazmedebilecek durumdadır. Bu yüzden bakteri, 1 yaşından küçüklere botulızm adı verilen zehirlenmeye neden olabilir.

Kaçınılması gereken besinler

Özellikle bazı besinler, bebeğin yaşıbakımından uygun olmayabilir. İşte, ay ay bebeğe verilmemesi gereken besinler…
4-6 ay: 6. aydan küçük bebekler için bazı besinler hiç uygun değildir.
Bu besinler şöyle sıralanabilir:
? İnek sütü ve inek sütü içeren peynir, yoğurt türleri, balık, turunçgiller (portakal suyu dahil) ve yumurta, 4-6 ay arasındaki bebekler için uygun değildir. Ailede astım, egzama ya da diğer alerjik hastalıklar varsa doktora danışmadan yumurta verilmemelidir.
? Anne-babasında fındık-fıstık gibi kuruyemiş türlerine alerjisi olan bebeklerin bu besinlerden 3 yaşına kadar uzak durmaları gerekir.
? Kepek, yulaf, çavdar ve arpa bazlı besinlerde bulunan gluten alerjiye neden olabilir.
? 1 yaşına kadar doktor tarafından gerekli görülmüyorsa inek sütü verilmemelidir.
? Böbrekleri tam olarak gelişmediği için yemeklere tuz eklenmemelidir. Aynı şekilde tatlıya alıştırmamak için içeceklerine, yiyeceklerine şeker ve bal koymaktan da kaçınılmalıdır.
? Besin zehirlenmesine sebep olabilecek küflü peynirler, az pişmiş yumurta ve sakatat ürünleri bebekler için zararlıdır.
? Yapay tatlandırıcılar ve doğal olmayan meyve suları verilmemelidir.
? Meyveler mutlaka doktora danışılarak bebeğe verilmelidir. Örneğin; muzun 6. aydan önce verilmesi tavsiye edilmez.

6-12 ay:
? Tuz, şeker ve bal verilmemelidir.
? Anne sütü yeterliyse ve doktor önermiyorsa1 yaşına kadar inek sütü bebeğe verilmemelidir.
? Suni ve şekerli meyve suları ile diyet içecekler bebeğe verilmemelidir.
? Alerjiye ya da zehirlenmeye neden olacak yiyecekler verilmemelidir.
? 12. aya doğru bebekler yavaş yavaş ailenin yemeklerinden de yemeye başlayabilir. Bu dönemde aile için hazırlanan yiyecekler az tuzlu hazırlanmalıdır.
? Bebek büyüdükçe, değişik yemeklerin tadına bakması sağlanmalıdır.

Öneriler

? Bebeğin ayına uygun ek besinler seçilmelidir.
? Ek besinleri denerken aynı anda birden çok ek besin denenmemelidir. Bu, verdiği reaksiyonu ayırt etmeyi engeller.
? İlk verilecek besinin miktarı çok fazla olmamalıdır. Bebeğin olumsuz bir tepkisi yoksa yavaş yavaş arttırılmalıdır.
? Bebek bir besine alıştıktan sonra yeni besine geçilmelidir. Eğer bebek besini beğenmezse ara verilmeli, 1-2 hafta sonra aynı besin tekrar denenmelidir.
? Bebeğin tepkilerine saygı gösterilmelidir. Zorla yedirmeye çalışılmamalı, burnu sıkılarak, ağzına kaşık dayanmamalıdır.
? Sebze ve yoğurda şekerli yiyecekler karıştırılmamalıdır.
? Porsiyonlarının küçük olmasının normal olduğu unutulmamalıdır.

Besin alerjisi belirtilerine dikkat!
Ek besinlere geçiş döneminde bebeğinizde bazı alerjik reaksiyonlar görülebilir. Besin alerjisinde; ağız etrafında, yüzde veya vücutta kızarıklık, kaşıntı, dil ve dudakta şişme, egzama sıklıkla görülen belirtilerdir. Ayrıca akciğerde hırıltı, öksürük, nefes sıkışması, burun akıntısı, burun tıkanıklığı kanlı kaka, kabızlık, kusma, şiddetli gaz ağrısı ve alerjik şok belirtileri gibi ağır seyreden belirtiler de görülebilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

“Blw yöntemi ile beslenmek ne kadar doğru?”

Her bebeğin ihtiyacı değişeceği gibi yeme şekli de değişkenlik gösterebilir. Bunda bebeğinizin ek gıdaya geçtiği ay da önemlidir. Bebeğin kendi kendine beslenmesini öneren BLW yöntemi, 4. ayındaki bir bebek için uygun değildir, ama 6. ayında ek gıdaya geçen bir bebek için ideal olabilir. Bu yöntemi uygulamaya başladıysanız; sabırlı olmanız ve sürekli yanında olarak, onu izlemeniz önemlidir. Sabrettiniz, ama yine de yeterli besini alamadığını mı gördünüz? O halde “her yöntem her bebek için geçerli değildir” ilkesini unutmamalısınız. Bebeğinize kendi tutup yiyebileceği besinleri verirken bir yandan da siz beslemelisiniz. Ancak yönteminiz ne olursa olsun, kavrayarak yemesine teşvik etmelisiniz.

“Ek besinler kabızlık yapabilir”

Ek besin döneminde tercih edilen yiyeceklerin genellikle nişasta içerikleri yüksek olur. Bu da bağırsaklarda su tutulumuna neden olur ve kabızlığa yol açar. Bunun dışında beslenme döneminde su, göz ardı edilebilir. Yetersiz yağ alımı da kabızlığa neden olabilir. Bu durumda doktora danışılarak bitkisel probiyotik yağlar bebeğe verilebilir.
– Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz Duman