“Mavi Çileğin Sırrı” kitabı ile yoğun ilgi gören stratejik iletişimin duayen ismi Doret Habib, İş’te Kitap’ın yeni bölümüne konuk oldu. Günümüzde kurumların kişisel markalarını yaratabilmiş çalışanlara ihtiyacı olduğunu belirten Doret Habib, kişisel gelişimde olduğu gibi kişisel markalaşmada da en büyük gizemin “kendi özünü bulmak” olduğunu vurguladı.
“Mavi Çileğin Sırrı” kitabı ile yoğun ilgi gören stratejik iletişimin duayen ismi Doret Habib, Tüyap Kitap Fuarları kanalında yayınlanan İş’te Kitap’ın yeni bölümüne konuk oldu. “Mavi Çileğin Sırrı” kitabını, bu kitabın dilini oluştururken özel bir tercihi olup olmadığını ve kitabı yazarken nasıl bir dönemden geçtiğini anlatan Habib, kitabında yer verdiği kavramları açıklarken, itibar yönetiminin nasıl yapılması gerektiği ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiği konularına da değindi.
Kişisel gelişimde olduğu gibi kişisel markalaşmada da en büyük gizemin “kendi özünü bulmak” olduğunu vurgulayan Doret Habib, “En büyük gizem insanın kendisiyle yüzleşerek kendi özünü bulabilmesi ve en zor şey de bu. Kitabımın ilk bölümü o yüzden biraz da kişisel gelişim izleri taşıyor. Testlerin ve interaktivitenin de olduğu bu bölüm, markaların kendi değerlerini, kendi özlerini bulmalarıyla ilgili konuları içeriyor. Ardından da nasıl bir yol haritası çıkartacakları, bu yolculukta nelere ihtiyaçları varsa, hepsi sırayla yer alıyor. Markalaşma yolculuğunda kim hangi aşamadaysa kendi ihtiyacına göre cevaplara ulaşabiliyor. Bazıları bu yolculuğa ortasından başlıyor. Örneğin bir girişimci şirketini büyütmüş, şu anda yolda ilerliyor ama bir sorunla karşı karşıya kalıyor. Ya da hayatında kişisel markalaşma yolculuğuna hiç başlamamış biri, nereden başlayacağını bilmiyor. Veya markalaşmada çok yol almış büyük bir işletme, bambaşka bir ürün çıkartıyor ama bunu nasıl ortaya koyacağını bilmiyor. İşte Mavi Çileğin Sırrı, yolun her aşamasındaki herkes için yol gösterici bir kitap” diye konuştu.
“Başımıza gelen sorunları fırsat olarak görmeliyiz”
Mavi Çileğin Sırrı’nın kurumsal iletişim sektöründeki 30 yıllık deneyiminin meyvesi olduğunu ifade eden Doret Habib, “30 senenin sonunda ben şöyle diyorum, bir learn dönemi var; öğren. Bir earn dönemi var; kazan. Bir de return dönemi var; yani dönüş. Ben şu anda bu dönüşüm dönemindeyim. Bu kitabımla daha fazla insanın hayatlarına dokunup bir sosyal etki yaratmak, hayatlarına ışık yaymak istedim. Çok güzel geri bildirimler de aldım, keşke daha önce yapsaydım diyorum. Ancak vakit bulamıyordum. Bu kitabı, 3 sene içinde 3 ameliyat olup yürüyemediğim bir süreçte yazdım. Hayattaki başarı da aslında karşılaştığınız sorunlara nasıl baktığınızla alakalıdır. Ben başıma gelen sorunları hep fırsata dönüştürdüm. Şayet başımıza bir sorun geliyorsa aslında bambaşka bir güzellik içindir. Onu öyle gördüğünüzde hakikaten farklı bir boyuta gidebiliyorsunuz. Başımıza gelen sorunları fırsat olarak görmek çok kıymetlidir. Herkes söyleniyor ve dışarıdan birinin ona yardım etmesini bekliyor. Aslında kişisel markalaşma da kişisel gelişim de başkasından değil, dışarıdan değil; içinden gelen bir şeydir. O yüzden herkes kendi içindeki özü bulup ve içindeki gücü keşfederse kimse kimseyi tutamaz” dedi.
“Kişisel markalarını yaratan çalışanlar, kurumsal itibarı güçlendiriyor”
Röportajda, günümüzde kurumların kişisel markalarını yaratabilmiş çalışanlara ihtiyacı olduğunu da belirten Doret Habib, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kişisel marka yaratmak çok değerli ama şu anda kurumların da kişisel markalarını yaratan çalışanlara ihtiyacı var. Forbes’ın yaptığı çok enteresan bir araştırma var. Kişisel marka değeri yüksek olan çalışanları barındıran bir firma, kurumsal itibarını da yüzde 85 oranında daha güçlü yapabiliyor. Çalışanlar, şirketlerini temsil ederken kendilerini iyi ifade edebiliyorlarsa, kendi değerlerini ortaya koyup tüm dijital platformlarda doğru bir iz bırakabiliyorlarsa, bu şirketin de itibarına pozitif olarak yansıyor. Dolayısıyla herkesin bu yeni ve esnek çalışma döneminde kendi marka değerini ortaya koyması gerekiyor.”
Okuyuculara değer katan yöntemler ve uyarılar kitabı
Yazar Doret Habib, Mavi Çileğin Sırrı kitabında iş yaşamının dikensiz bir gül bahçesi olmadığını, kişisel markalaşmanın doğru bir yol haritasıyla geniş bir açıdan ele alınması gereken bir yolculuk olduğunu ifade ediyor. Doret Habib’in bu yolculukta en çok üzerinde durduğu konular; ihtiyaçları doğru belirlemek, önyargılardan uzaklaşarak ezberleri bozmak, dikkat çekici bir hikaye yaratmak, güven oluşturmak, doğru analizler yapmak, geleceğe yönelik öneriler geliştirmek, üretken tekrarlarla değer üretimini pekiştirmek gibi içerikleri barındırıyor. Kitabında insan ve iş dünyasının eğilimlerin dayattığı fırsatlar ve tehlikeler karşısında sayısal, görsel ve kavramsal veri bileşenlerini kullanmanın araçlarını sunan Habib, çağımızda değer yaratma ve kazanma hedefinde iletişim ve etkileşimin çok önemli bir güç olduğunun altını çiziyor.
Okuyucuların içlerindeki potansiyeli değere dönüştürmeleri yolunda bir yöntemler ve uyarılar kitabı olan Mavi Çileğin Sırrı, çağımızın en büyük gücü olan iletişim ve etkileşim yeteneğini geliştirmek isteyenlere, işinde sürekli gelişme ihtiyacına doğru ve sürekli yanıtlar vermeyi amaçlayanlara, kriz koşullarıyla baş ederek yeni normal koşullarda gelişen tehditlerin tutsağı olmak istemeyenlere vizyoner bir yaklaşımla eşlik ediyor. Eğitmenler ve yönetim danışmanları için de danışmanlık yaparken başvurdukları bir başucu rehberi olma özelliği taşıyor.