Yaşamımızdaki tüm pencerelere…
Sabaha karşı mıydı bilmiyorum
yoksa akşamüstü müydü
belkide gece yarısı
bilmiyorum
girdi odama pencereler…
Pencerede fakir İstanbul…
Pencere
En iyisi pencere
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa
Dört duvarı göreceğine…
Bir pencere açmak şu dünyaya… Her zaman bir açık kapı bırakmak… O açık kapıdan, pencereden girebilmeli umutlar. Bir akarsuyun yatağını bulması gibi. Dağlardan kopan sular… Özgürlük gibi…
perdeli perdesiz
ben basma perdeleri severim
ama tül perdeler de vardı
kara ustorlar da
ustorları çekip çekip bırakıyordum
bir daha inmez oldu kimisi
kimisi bir daha çıkamadı yukarı
ve camları kırık pencereler
elimi kestim
kimi camsızdı büsbütün
camsız pencereler içime dokunur
camsız gözlükler gibi…
Pencereler…
Perdesiz pencereler
Pencerelerin dışında
Yıldızlı ve uzun geceler…
Pencereden bakarım deniz görünür, kimi zaman masmavi, kimi zaman apaktır. Kimileyin de turuncu, kimileyin gri… Kimileyin çimen yeşili…
Pencereden bakarsın ay görünür. Ay, pencereye pek yaraşır.
Pencereden bakarsın kuşlar görünür. Geceler, gündüzler, yazlar, kışlar görünür… Yağmurlar, rüzgarlar, kar…
Pencereden yaşam görünür. Bir gözdür pencereler, her gelen bakıp geçer..
Trenler geçer pencereden, camın öte yanından bakışlar geçer, yürekler geçer…
Pencereden bir taş geldi
Ben zannettim Mamoş geldi
Uyan Mamoş uyan uyan
Başımıza ne iş geldi…
Pencereme bir kuş geldi. O kuş benim için geldi. O kuş senin için geldi…
Pencereler…
beşinci katta güneşli boşluğunuzda bir deniz
bir deniz mavi yüzük taşından
serçe parmağıma geçirdim usulcacık
üç kere öptüm ağlayarak
öpüp alnıma koydum üç kere
Pencereler
çıktım kırmızı velenseli yataktan
çocuk burnumu dayadım terli camına pencerenin
oda sıcaktı ve genç anamın kokusu vardı odada
dışarda kar yağıyordu
ben kızamık çıkarıyordum
Pencereler
sabaha karşı mıydı bilmiyorum
belki de gece yarısı
bilmiyorum
odamın içindeydi yıldızlar
ve gece kelebekleri gibi
çırpınıyorlardı camlarınızda
ben onlara dokunmaktan çekinerek
açtım sizi pencereler
salıverdim yıldızları geceye
aydınlık sınırsız hür geceye
yapma ayların geçtiği geceye
kurtlar duruyor ayın altında
hasta aç kurtlar
kurtlar duruyor önünde pencerenin
kadife perdeleri kapasam da sımsıkı
ordadırlar bilirim
gözetliyorlar beni…
Pencereler
düştüm bir pencereden
bir güzele bakarken
dünya halime güldü
güzel dönüp bakmadı
belki farkında değildi
Pencereler
pencereler
kırk evin penceresi odama girdi
ben oturdum birinin içine
sarkıttım ayaklarımı bulutlara
bahtiyarım
diyebilirdim belki…
Pencereler…
Sabaha karşı mıydı bilmiyorum
yoksa akşamüstü müydü
belkide gece yarısı
bilmiyorum
girdi odama pencereler…
Yukarıdaki yazıda Nazım Hikmet’in “Pencereler” şiirinden ve başka şiirlerinden, Orhan Veli’nin “İçerde”şiirinden ve Neşet Ertaş’tan ve halk türkülerinden yararlanılmıştır…