İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Muharrem orucunun 9’uncu gününde Alevi vatandaşlarla Büyükçekmece Cemevi’nde buluştu. İmamoğlu’na Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Çatalca Belediye Başkanı Erhan Güzel, CHP Parti Meclisi Üyesi Baki Aydöner ile İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da eşlik etti. Muharrem matemi lokması, dede Rıza Kılıç’ın okuduğu duayla dağıtıldı. Dua öncesinde, İmamoğlu kısa bir konuşma yaptı. Muharrem matemi lokmasına ortak olduğu için mutluluğunu dile getiren İmamoğlu, “Büyükçekmece, Beylikdüzü benim yaşamımın büyük bir bölümünün geçtiği güzel komşularımın, sevgili dostlarımın, çok değerli hemşehrilerimin bir arada mutlu yaşadığı bir bölge. Ben de bu bölgede hangi etkinliğe katılsam ömrümün neredeyse 35 yılını geçirdiğim bu alanda elbet kendimi biraz daha huzurlu, biraz daha mutlu, biraz daha fazla evinde hisseder gibi sıcak bir ortamda hissediyorum. Dolayısıyla ben bütün bu sıcaklığı hissederek hele hele siz sevgili canların, güzel dualarıyla, güzel bakışlarıyla kendimi daha da güvende, daha da sıcak bir ortamda hissederek bugün tutulan oruçların, yaslar ve acıların tekrar hatırlandığı ama bütün dualarınızda biliyorum ki bu dünyada ve bu insanların asla bir daha Kerbela’daki gibi acıları yaşamaması dualarınızın özünde vardır” dedi.
“BİN KERE ZULMEDİLSE DE ZALİM OLMA, MAZLUM OL DENECEK KADAR ERDEMLİ BİR BAKIŞ”
“Hep birlikte bu ortak açımızın gerçekten İslam dünyasının, insanlığın her daim esefle kınayacağı, hiçbir zaman hiçbir yerde olmasını kabul etmeyeceği bu büyük acının yası tutuluyor, oruçlar tutuluyor. Ben de bu sofraya gelip sizin dualarınıza eşlik etmek ve hiçbir zaman bu acıların bir daha yaşanmaması için, dua etmek için aranızdayım. Allah bütün tutulan oruçlarınızı kabul etsin. Bütün insanlığa, sizlerin o güzel duaları erişsin” diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Kıymetli canlar, değerli hemşehrilerim zalim, zulüm, mazlum. Bu aslında o kadar enteresan bir durum ki zalimlerin zulmü insanlık tarihinde hiç eksik kalmamış. Hep var olmuş. Mazlumların yanında olmak, mazlumlar için mücadele etmek, mazlumlar için dua etmek, mazlumları hissetmek de bizim bu topraklarımızın aslında doğasında olan, içinde olan ve sizler gibi canların gerçekten bütün o içtenliğiyle bin kere zulmedilse de zalim olma, mazlum ol denecek kadar erdemli bir bakışı ortaya koyan çok nadir insanlar, topluluklar vardır. Bu aslında bizim bu topraklarımızı, bu cennet vatanı, bu güzel cumhuriyeti çok güvende tutan bir bakış açısıdır.”
“MAZLUMLAR HER ZAMAN GÜÇLÜ OLSUN”
“Çünkü böyle bakan insanlar, kendine güvenen ve asla adaletsizliği kabul etmeyen ve daima kendinden emin ve mücadeleci olan insanlardır. Dolayısıyla biz de hep birlikte bu cennet vatanın insanları olarak bu sıcak ve bu manevi sofrada dua ediyorum ki Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Bu topraklarda hiçbir zaman zalimler var olmasın. Mazlumlar her zaman güçlü olsun. Zaten bizim insanımız güçlüdür, mücadelecidir. Nasıl ki Kurtuluş Savaşı’nda büyük bir mücadelenin içinde oldu bu topraklarda yaşayan insanlar; hürriyeti için o sonsuz mücadelenin sonunda büyük bir değeri kazandık. Çok güzel bir anekdot okudum. ‘Benim babam şehit oldu’ diyerek Atatürk’e ağlayan çocuk acaba şehit oldu mu? Hani acaba yaşıyor mudur deyince ona; ‘Artık senin baban cumhuriyettir’ demiş. Şimdi bu çok asil bir cümle. Bu cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Bu güzel cumhuriyette, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu güzel Türkiye Cumhuriyeti’nde, vatandaşına, insanına eşit olma duygusu, bırakın zulmü, her insanın eşitlenmediği yerde sıkıntı duymamız gereken bir cumhuriyettir bize emanet olan. Allah hepimizi bu güzel topraklar için can veren başta Mustafa Kemal Atatürk ve o şehitlerimize mahcup etmesin.”
“DEVLETİN DİNİNİN ADALET OLDUĞU YERDE MEMLEKETİ ZOR DURUMA DÜŞÜRDÜLER”
Konuşmasında 15 Temmuz hain darbe girişimine de değinen Ekrem İmamoğlu, “Bugün 15 Temmuz. Devletin dini adalettir. Öyle ulu bir söz ki. Hazreti Ali’nin bize emaneti. Devletin dini adalettir. Aslında adaleti olmayan devlet, dinsizdir demek gibi bir şey. Devletin dininin adalet olduğu yerde ve inancımızın olduğu bir ortamda inancımızı malzeme yaparak, inancımızı fırsatçılığa dönüştürerek bu memleketi zor duruma düşürdüler ve darbe girişimine kadar giderek ne yazık ki sayısız mazlum insanın hayatına mal oldu, huzuruna mal oldu, yaşamına mal oldu, ıstırabına mal oldu. Ve buna göz yumuldu bu topraklarda. Onlarca yıl. Birçok insanın uyarısı duyulmadı. Birçok insanın sıkıntısı duyulmadı. Birçok insanın ihbarı duyulmadı. Hatta uyarana, ihbar edene terörist muamelesi yapıldı. Aynen bugün yapıldığı gibi” dedi.
“ALEVİ YURTTAŞLARIMIZ BU TOPRAKLARIN ÇİMENTOSU”
“Bugün geldiğimiz yerde darbe girişimiyle insanlar yaşamını yitirdi ama söylüyorum: Bugünün elbette hukuk önünde her zaman hesabının verilmesi için mücadele edilmesi gerekir ki bir daha biz 15 Temmuz gibi utanç verici günler yaşamayalım” ifadelerini kullanan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Çünkü utanç verici bir güne evirilmiştir yıllar boyu yapılan ihmaller. O bakımdan bu milleti uydurma bir takım tavır ve davranışlarla aldatan insanların yerine akıldan ve bilimden şaşmayan, ışığı sadece bilim olan bir sürecin bu topraklarda var olması ve çocuklarımız için umut dolu günlere kavuşmamız için de hep beraber dua ediyorsunuz, biliyorum. Allah o güzel dualarınızı da kabul etsin. Alevi yurttaşlarımız bu toprakların çimentosu. Bu güzel cumhuriyetin, bu güzel memleketin, bu güzel devletin var oluşundan bugüne en ön saflarda mücadele etmiş, doğruluk için mücadele etmiş vatandaşlarımız.”
“CEMEVLERİMİZİN HİZMETİNDE OLMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ”
“Bu topraklarda tartışılmayacak bir şey var. Alevi yurttaşlarımızın ibadethanesi cemevleridir. Bu kadar net. Biz cemevlerimizin hizmetinde olmakla yükümlü yöneticileriz. Teşekkür ederiz değerli Başkanımız bize teşekkür etti. Ama teşekkür etmese de olur. Çünkü biz vazifemizi yerine getirdik. Bugüne kadar eksik vazife yapmışsak devletin kurumları olarak esas sizlerden özür diliyoruz. Dolayısıyla yurttaşlarımızın her türlü inancına hizmet etmek az önce dediğim gibi devletin dini adalettir denen düsturdan yola çıktığımızda laikliğin bu topraklarda yaşayan her bireyin hakkına, hukukuna hizmet etme bilinciyle 86 milyon eşit hissedarı olan, vatandaşları olan bir memleketin evladı olarak bizler elbette ki Alevi vatandaşlarımızın ibadethanesi olan cemevlerine hizmet etmekle yükümlüyüz. Camilerimizin hizmetindeyiz. Cemevlerimizin hizmetindeyiz. Bu ülkede yaşayan Hristiyan, Musevi vatandaşlarımızın ibadethanelerinin de hizmetindeyiz. Bu topraklarda yaşayan her vatandaşımızın eşit yurttaş, mutlu yurttaş ve hizmetlerden eşit yararlanan yurttaşlar olması için mücadelemize devam edeceğiz. Sofranızda bulunmaktan, bu manevi ortamda dualarınıza eşlik etmekten bahtiyarım. Savaşın konuşulduğu değil, barışın konuşulduğu bir dünyada mutlu ve huzurlu olalım.”
“2019 YILINA KADAR YOK SAYILIYORDU”
Cemevleri’ne katkılarından dolayı İmamoğlu’na teşekkür eden Büyükçekmece Cemevi Başkanı Selahattin Abacı da “2019 yılına kadar cemevlerimiz İBB tarafından yok sayılıyordu. Ekrem Başkanımızın gelişiyle birlikte su ve doğalgaz faturalarımız bedelsiz oldu. Beylikdüzü’nde ve Büyükçekmece’de imar planlarında cemevi ibadethane yeri olarak eklendi. İbadethanelerimize katkılarından dolayı Ekrem Başkanımıza sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.