Yaşam, sık sık geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin kaygıları arasında mekik dokurken, içsel pusulamızı kaybetmemiz kolay olabilir. Ancak bu karmaşık labirentte yol almak için bir rehberimiz olmalı: stratejik yaşam kurgusu. Bu kurgu, bilinçli ve sistematik bir yolculuğun ürünüdür ve kararlarımızı etkileyen deneyimler, inançlar ve değer yargılarıyla şekillenir.
Bazen hayatımızdaki standartları değiştirmek zorunda kalırız. İşte bu noktada, anlık duygusal durumlarla karar verdiğimiz birçok seçim yaparız. Ancak bu yüksek duygularla başa çıkmak ve etkili kararlar almak için bazı tekniklerden faydalanabiliriz.
Bu tekniklerden biri, hikayenin önemli bir rol oynamasıdır. “Hikayen olmadan sen kim olurdun? Hikayen olmadan o olay nasıl olurdu?” gibi sorularla, karmaşıklığı sadeleştirme sürecine başlayabiliriz. Sonrasında kendimize ve olaya yönelteceğimiz sorular ise şöyle:
1. Bu düşünce doğru mu? Bu soruyla, sorunun doğruluğunu ve üzerinde çalışmaya değer olup olmadığını belirlemeyi amaçlıyoruz. Kendimize zaman tanıyarak, acele etmeden içtenlikle değerlendirme yapmalıyız.
2. Bunun doğru olduğunu kesinlikle bilebilir misiniz? İspatlanabilir verilere dayanmadan kendi gerçeğimizle cevaplayabileceğimiz bir sorudur. Kendimize verdiğimiz cevaplar, genellikle bize yeterli gelir.
3. Bu düşünceye inanınca nasıl tepki veriyorsun? Neler oluyor? Düşünce kalıplarımız, bedenimizde tepkilere neden olur. Bu soruyu cevaplayarak, bedenimizin tepkilerini keşfedebilir ve bunların hangi duygulara dönüştüğünü anlayabiliriz.
4. Bu düşünce olmadan siz nasıl biri olurdunuz? Bu soru, bugünü ve geleceği tasarlamak için bize yardımcı olabilir. Hayal kurarak, düşüncenin olmadığı bir durumda kendimizi nasıl gördüğümüzü ve ne tür duygular yaşadığımızı keşfedebiliriz.
Bildiklerimizi sadeleştirerek, dörtlü sadeleştirme tekniği veya hikayenin yeniden yazılması ile alacağımız kararlar, geleceğimize yön verecektir. Geçmişten öğrendiklerimizi ve mutluluk kaynaklarımızı göz önünde bulundurarak, stratejik bir yaşam kurgusu oluşturabiliriz.
Ve unutmayalım, bazen sorular sadece cevapları değil, daha fazla düşünmeyi ve keşfetmeyi sağlar. Bu yüzden, zannetme, farz etme ve sorma cesaretini göstermek, hayatımızı dönüştürebilir. Her soru bir kapıyı açabilir ve her cevap, yeni bir yolculuğun başlangıcı olabilir. Stratejik yaşamın anahtarı, içimizdeki bilgelikle diyalog kurmak ve hayatımızı daha derinlemesine keşfetmektir. Bu yolculukta, kendimizi ve dünyayı daha iyi anlamak için cesurca adımlar atabiliriz. Hayatın sunduğu fırsatları ve zorlukları keşfetmek için, içimizdeki sınırsız potansiyeli serbest bırakmak için hazırız.
Sevgiyle kalın,
Veysel Bulut
Profesyonel Koç, Eğitmen & Yazar