Silivri Demokrasi Platformu Bileşenlerinin, İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği saldırılara karşı Silivri Uğur Mumcu Meydanında bir basın açıklaması yaptı.
Silivri Demokrasi Platformu bileşenleri, Uğur Mumcu Meydanında yaptığı açıklama ile ‘’ Savaşlar hangi nedenlerle olursa olsun insanlıktan çıkma halidir. Bu nedenle barışı bulunduğumuz her yer ve koşulda en yüksek sesle savunmak, korumak, yeryüzü çelişkilerini, tartışmalarını hak ve adalet sınırları içinde çözüm yolu bulmak en temel görevdir. Söze, akla, yaşama ve insanlığın savunulmasına giden yol barış yoludur. Eli kanlı katilleri, silah tüccarı haydut devletlerini durduracak tek bir silah vardır. Oda Barıştır
Silivri Halkına, Değerli barış savunucuları, savaş insanlık suçudur diyen değerli dostlar, Silivri’mizin güzide basın emekçileri, kardeşler, yüreği yurtta barış dünyada barış erdeminin kararlı takipçileri, Savaşa karşı kaybedeni olmayan tek çarenin barış olduğuna inanan dostlar hoş geldiniz,
Yüreğinizi yüreklerimizin yanına koydunuz. Hep birlikte bizlerde yüreklerimizi savaşın en kirli en ahlaksız, en vicdansız kırımlarında hayatlarını kaybeden, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere bütün mazlumların yüreklerinin yanına koyuyoruz. Ve bu meydanda insanlığımızın en güçlü duygularıyla dünya barış savunucularıyla birlikte Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyor, emperyalistler ve onların işbirlikçi faşist katillerin neden olduğu ölüm ve yıkımları lanetliyoruz.
Dünyanın her hangi bir yerinde silahlar üretiliyorsa, dünyanın başka bir yerlerinde manzumların kanı dökülecek demektir. Emperyalist kapitalistler ve işbirlikçileri dünya silah üretme tekelini elinde bulunduran başta ABD, batı ve doğu kapitalist devletleri yeryüzünü yeniden paylaşmayı planlamaktadırlar. Zenginliklere el koymak, hem uluslararası, hem de kendi halkını silah müşterisi haline dönüştürmek için, tarih boyunca olduğu gibi etnik, dini, kültürel, ekonomik, siyasi ve idolojik çelişkileri kışkırtmaktadırlar. Provokasyonlar hazırlamak, rüşvetler dağıtmak yoluyla üretilen en basitinden en yıkıcı, en ahlaksız hava, kara, deniz, kimyasal ve nükleer silah pazarında kıran kırana bir rekabetin alıcılarını yaratırlar. Silah üretimi gelişmiş dünya kapitalizminin en karlı sektörü olmaya devam ediyor hala.
Bu kadar çok, yıkıcı ve en yüksek kar getirici silahların üretildiği dünyada savaşlar bilerek, isteyerek, planlayarak, doğrudan ya da azmettirmek şeklinde yürütüldüğü bilinen basit bir gerçektir. Güncel haliyle Filistin özelinde, başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde masumların kanı dökülüyor. Uygar dünya diye tanımlanan emperyalist kapitalistler bir blok halinde, önce yersiz yurtsuz bıraktırdıkları halkların tepkilerini bahane ederek, nasıl da en yıkıcı silahlarıyla savaşa koştuklarını, savaşı büyütmek için birbirleriyle yarıştıklarını utanç içinde izliyoruz.
Savaşlar hangi nedenlerle olursa olsun insanlıktan çıkma halidir. Bu nedenle barışı bulunduğumuz her yer ve koşulda en yüksek sesle savunmak, korumak, yeryüzü çelişkilerini, tartışmalarını hak ve adalet sınırları içinde çözüm yolu bulmak en temel görevdir. Söze, akla, yaşama ve insanlığın savunulmasına giden yol barış yoludur. Eli kanlı katilleri, silah tüccarı haydut devletlerini durduracak tek bir silah vardır. Oda Barıştır.
Başta çocukların , kadınların tarafı, sebebi, nedeni, karar vericisi olmadıkları savaşlarda kıyıma uğrayanların, yaşamak için emek ve alın terinden başka hiçbir çıkarı olmayanların sığınağı barıştır., Evini, işini, aşını, yurdunu kaybeden, bilinmezliklere savrulan, mülteci olmak zorunda bırakılan milyonlarca insanın tek sığınağı BARIŞTIR.
Kadim zamanlardan beri, yeryüzünün mülk ve servetin aracına dönüştüğü günden bu yana, kanla sulanan dünya toprakları, önce ilkel kavimlerin çatışmasından, ortaçağ din savaşlarına ve modern dünya savaşlarının kurbanları hep masumlar olmuştur. Yoksullar, çocuklar ve kadınlar olmuştur. Şimdi teknoloji ve bilişim çağının insanları olarak emperyalist kapitalistlerin dünyayı yeniden paylaşım savaşlarının bir parçası olmayı ret ediyoruz.
Egemen siyasi merkezlerin, hamasi kandırmacaların parçası olmayı ret ediyoruz. Yeryüzü insanlığın ortak evidir. Dünyadaki emekçilerin, çalışanların masumların tek çıkarı, yurdunda ve dünyada barış içinde yaşamaktır. Hiçbir güç ve neden, aidiyet duygusu bizleri ölümlerim, kırımların, yıkımların suç ortağı yapamaz.
Dünya, kırım ve yıkımların dünyası olduğu kadar barışın erdemini bilen bir dünya kültürüne sahibiz. Yakın tarihimizde I. ve II. Dünya savaşlarının, Uzakasya, ortadoğu kurbanlarının acısı hala yeryüzünü terk etmemişken, o gün o acıların yaşanmasına karar verenlerin insanlığa ödettiği bedel hala tazeyken, batı emperyalizminin bir avuç Filistin üstüne bu kadar pervasızca saldırması, silah tüccarı devletlerin stoklarını eritme fırsatı buldukları aşikardır. Dünya kapitalizmi savaş istiyor. Onlar kazanacak biz öleceğiz. Dini, siyasi, etnik nefret, ırkçılık körüklenecek kan üzerinden egemenlik haritaları yeniden çizilecek. Ama asla barış gelmeyecek. Çünkü her savaş gelecekteki başka bir savaşa yatırımdır. Bunu iyi biliyorlar. Türkiye siyasetini yönetenlerin içeride elli yıla yakındır kendi yurttaşlarıyla barışamamış olmanın acılarına her gün yenisi eklenirken, Filistin’de barış güvercini pozlarına bürünmelerinde ki takiye kimseye inandırıcı gelmiyor.
Ülkemizde ve ortada doğu halklarının barış içinde eşit ve özgürce yaşaya bileceği bir gelecek kurmak hiçte zor değildir. Barış dilini konuşmak bile büyük bir kazanımdır. Barış yaşatır. Barış bir sofrada oturup konuşma erdemidir. Barış İnsanlığı korumanın en maliyetsiz halidir. Barış yoksulluğun değil, zenginliğin paylaşılmasıdır. Bebeklerin ilk gülüşüdür barış. Annelerin ak sütüdür. Delikanlılık sevdasıdır. Gelin çiçeğidir mesela. İştir, aştır, onurlu bir yaşamdır. Çok şükür bu günleri de gördük diye bir ninenin ve dedenin yatağında huzur içinde göçüp gitmesidir barış. Barış ötekine hoşgörüdür. Farklılıkların eşit ortamda yaşama ahlakıdır barış. Sağlıklı yaşamanın, sağlıklı düşünmenin, bilimin sanatın, kültürün tek kaynağı barıştır. İlk defa okula başlayan bir oğlan ve kız çocuğunun heyecanı, ağlaması ve ağız dolusu gülmesidir barış. Çocuklara kıymayın, Çocuklara kıymayın bulutlar adam öldürmesin.
Analardır adam eden adamı
aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin.
Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.
Gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin.
Bizler Silivrili barış savunucuları, savaşlara karşı yaşam hakkını savunan dünyanın bütün barış savunucularının dostları olarak, içeride ve dışarıda nerede olursa olsun savunma hakkı saklı kalmak kaydıyla savaşlara hayır diyoruz.
Savaşları yapanları, çıkaranları, kışkırtanları, finanse edenleri, silah satanları, işbirlikçilerini, azmettirenlerini insanlığın vicdanında mahkûm etmeliyiz. Demokratik dünya ya, insan hakları savunucularına en kuvvetli talebimiz, şudur ki; çocuk katillerinin, soykırım faillerinin, destekçilerin, yurdunu evini terk etmek zorunda bırakılan milyonların davası mahşere kalmadan, savaş baronlarının savaş suçlusu olarak yargılanmalarını talep ediyoruz.
Değerli dostlar bir kişi dahi kalsak bulunduğumuz her yerde Barışın sesini öyle bir yükseltelim ki savaş isteyenler sesimizde boğulsun. İşgalci bütün emperyalist ordular masum halklardan kanlı kirli ellerinizi çekin. Başta Filistin olmak üzere Ortadoğu halklarının ulusal özgürlük mücadelelerini selamlıyor bir kez daha İsrail devletinin ırkçı, siyonist, yayılmacı, faşist iktidarının saldırganlığını nefretle kınıyoruz.
Kahrolsun Emperyalizm ve işbirlikçileri yaşasın Barış. Savaşa hayır barış hemen şimdi’’ denildi.