Koronavirüs salgını 1 yıldan fazladır tüm dünyayı etkisi altına almış bulunmaktadır. Bugün gelinen aşamada her ne kadar aşı üzerinde çalışılsa da maalesef ki koronaya karşı etkili ve kesin bir çare bulunamamıştır. Bu yüzden de pandemiyle mücadele, yakalanmama ve yaymama şeklinde devam etmektedir. Bunu yaparken de bir takım tedbirler almaktayız. Sosyal mesafeyi korumak, maske takmak, dezenfektan kullanmak başlıca tedbirlerdendir.
Tedbirlerin herkes tarafından uygulanmasını zorunlu kılmak amacıyla yöneticiler tarafından gerekli önlemler alınmış ve bazı genelgeler yayınlanmıştır. İçişleri Bakanlığı tarafından ilan edilen genelgenin konusunu oluşturan tedbirlerden en önemlileri maske takma zorunluluğu ve belli saatlerde sokağa çıkma yasağı şeklindedir. Bu tedbirlere aykırı davrananlara İdari Para Cezası, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282. Maddesine göre 3.180 TL olarak kesiliyor. Aynı kanununa göre bu cezanın alt sınırı Vergi Usul Kanununa göre 789 TL’dir. Ancak kesilen cezalar hiçbir gerekçe gösterilmeden çoğunlukla üst sınır olan 3.180 TL olarak kesilmektedir. Cezaların miktarı, ihlalin ağırlığı, kişinin sosyo-ekonomik durumu da göz önüne alınarak belirlenmelidir.
Peki tarafıma idari para cezası uygulandı ödemek zorunda mıyım?
Elbette ki kesilen cezaların ödenmesi gereklidir. Ancak idari para cezasına konu olan tutanağın kanuna uygun düzenlenmediği, kanuna uygun düzenlenmişse dahi doğru bilgileri içermediği iddiasıyla para cezasına itiraz edilebilir. Para cezasına itiraz, idari para cezasının tebliğinden itibaren 15 gün içinde cezanın kesildiği yer Sulh Ceza Hakimliğine yapılmalıdır. Tebliğ yapıldığı günden itibaren 15 gün içinde itiraz edilmediğinde 15 gün geçtikten sonra idari para cezası kendiliğinden kesinleşecektir. Ancak süresinde yapılan itirazlar yargı merci tarafından incelenip karara bağlanacaktır. Yargı merci olan Sulh Ceza Hakimliği kararları kesin karardır ve bu kararlara itiraz edilemez.
Anayasa madde 13’e göre Temel Hak ve Hürriyetler ancak Kanunla sınırlandırılabilir. Sokağa çıkmak, seyahat etmek vatandaşın temel hak ve hürriyetidir, dolayısıyla Sokağa çıkmak, Bakanlık genelgeleriyle kısıtlanamaz. Bu tür kısıtlamalar ancak kanunla mümkün olabilir. Sadece bu sebebe dayanarak dahi uygulanan idari para cezalarının iptal edilmesi gerekir.
5236 sayılı Kabahatler Kanunu, Kabahatin tanımını “Kanunun karşılığında idari para cezası uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak” yapmaktadır. Aynı kanunun 4. maddesi “Hangi fillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça düzenlenmiş olmalı” ve “kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenmeli” şeklinde olup kanunilik ilkesinin zorunluluğuna vurgu yapılmıştır.
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282. Maddesinde “Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, filleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde idari para cezası verilir.” denmektedir.
5236 sayılı Kabahatler Kanununun 25. Maddesi, İdari Yaptırım Kararına ilişkin tutanakta
a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi,
b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili,
c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller,
d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, açık bir şekilde yazılır.
Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanır.” demektedir. Buna göre yukarıda sayılan hususlara göre düzenlenmeyen tutanağa dayanarak idari para cezası uygulanamayacaktır.
Kabahatler Kanununda “Sokağa Çıkmak” veya “Maske Takmamak” şeklinde açıkça bir kabahat fiili düzenlenmediğinden, tutulan tutanakların Kabahatler Kanununa uygun tutanaklar olmadıkları gerekçesiyle iptali gerekmektedir.
Kanaatimce tutulan tutanak, idari para cezası kesilmesi için tek başına yeterli olmayıp tutanağın yanında başkaca deliller yoksa da idari para cezasının iptal edilmesi gerekir.
Ayrıca para cezalarının polis memuru tarafından kesilemeyeceğini, polis memurunun sadece tutanak tutabileceği gerekçesiyle de polis memurları tarafından tutulan tutanakların iptali gerekmektedir. Bu şekilde verilmiş.
Tutanakta tutanağı düzenleyen memurların kimlik bilgileri ve karar tarihi de bulunmalıdır. Bu bilgilerin yer almadığı tutanaklara dayanarak verilen idari para cezalarının da iptali gerekir.
İkametinize tebligat ulaştığı an itiraz hakkınızı kullanmanız amacıyla süre kaybetmeden bir avukata danışmanız faydalı olacaktır.