Çengelköy ve Kuleli’deki Darbe Girişimi Davası

0
1490

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz’da yaşananlar ve Çengelköy PolisMerkezinin işgali ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin 14’ü eski polis 117 sanığın yargılandığı davanın 15. duruşması tamamlandı.

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, tutuklu sanık Yaşar Çıra savunmasında, Kuleli Askeri Lisesinde er olarak görev yaptığını, saat 21.00 gibi Yüzbaşı Samet Örenlier’in kendilerini çağırdığını ve halı sahadaki brandaları kesme emri verdiğini söyledi.

Sanık Çıra, yüzbaşının emriyle üstlerini giyindiklerini, silahlarını aldıklarını ve brandaları kesmek için hali sahaya gittiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

“Saat 22.00’ye kadar branda kestik. Helikopter geldi, binen görmedim. Ailemi aradım, tatbikat olduğunu söyledim. İkinci helikopter geldi, içinden inenlerin koşarak gittiğini gördüm. Samet yüzbaşı nizamiyeye inmemizi emretti. Dışarının güvenliğini almamızı söylediler, dışarı çıktık, araca bindik. Çengelköy’de indik. Albay Mürsel Çıkrıkçı, ‘Bu bir gerçek olaydır, dur ihtarına uymayan olursa ateş edin’ dedi. Mürsel albay yanımızdan ayrıldıktan sonra Asteğmen Aykut Satmaz ‘Silahlarınız emniyette olsun, kendinizi koruyun, ateş etmeyin’ dedi. Bir uzman ‘Siz ilerleyin’ diyordu, ben geride kaldım.”

Benzincinin olduğu noktada Albay Mürsel Çıkrıkçı’nın sivil bir kişiyi darp ettiğini gördüğünü, daha sonrasında çeşmenin arkasına geçtiğini ve bir uzmanın kendisine nöbet tutması emri verdiğini anlatan sanık Çıra, “Çınaraltı’nda Mürsel albayın ‘sivillere sizi güvenliğiniz için tutuyoruz’ dediğini duydum. İlerlediğimde sokak bomboştu. Işıklar bölgesinde Aykut Satmaz’ı gördüm, neler olduğunu sordum, ‘Bilmiyorum’ dedi. Sabaha kadar bekledik. Saat 03.00 civarı Yüzbaşı Şafak Gündoğdu geldi, ‘Neden yardıma gelmiyorsunuz?’ dedi. Aykut Satmaz da ‘Korktuğum için gelemedim’ dedi. Sabaha kadar oturduk, Şafak Gündoğdu, ‘Geri çekiliyoruz’ dedi. Polis otobüsüyle gitmemiz emredildi, yer olmadığı için ben koşarak geri döndüm. Sonra mühimmatları bırakıp, teslim olduk.” ifadelerini kullandı.

Bir diğer tutuklu sanık Mahmut Çınar da savunmasında, 15 Temmuz’da Kuleli Askeri Lisesinde er olarak görev yaptığını, halı sahada brandaların sökülmesi için çağrıldığını, önce kale direklerini söktüklerini, komutana neler olduğunu sorduğunu ancak komutanın da neler olduğunu bilmediğini aktardı.

Sanık Çınar, brandaları sökerken 4 tane astsubayın olduğunu, Yarbay Murat Durusoy’un kendilerine ‘Tatbikat gerçeği yansıtır, emirleri sorgulamayın’ dediğini belirterek, şunları anlattı:

“Helikopter gelince, sahanın dışına çıktık. İçtima alanının orada bekledik. Beykoz yönünden bir araç geldi, araca bindik. Çengelköy bölgesinde indik, Albay Mürsel Çıkrıkçı vardı. Çıkrıkçı, bağırıp çağırıp sivilleri darp ediyordu. Siviller, askerler tarafından getiriliyordu. Çöp kovasının arkasındaydım. Bir polis aracı geldi, Binbaşı Mevlüt Acar bizi çağırdı, 3 kasa mühimmat varmış, kamelyanın üzerine indirtti. Bizi sivillerin yanına götürdü, sivillerin elleri çözülmüştü, ‘Kim çözdü bunların ellerini? Bağlayın’ dedi. Sabaha kadar bekledik, sivillerin ihtiyacını karşıladık. İlerideki grup ‘Çekiliyoruz’ dedi, otobüse bindik, okula geri döndük.”