Hastalığın hastalarda oluşturduğu fonksiyon kaybı önemli fiziksel, psikolojik ve sosyolojik sorun olarak karşımıza çıkabilmektedir. İnsanoğlunun yaklaşık yarısının ölümünde sebep ve bu ölümlerin de hemen hemen yarısında hastalık hiç belirti dahi göstermeyebilir.
Kalp ve damar hastalıklarının gerek toplumda görülme sıklığı gerekse sonuçları açısından bakıldığında dikkatle takip edilmesi gereken önemli bir hastalık grubu olduğunu belirtti.
Daha önemlisi kalp damar hastalıkları yüzde 80 oranında gerekli tedbirlerin alınması, erken teşhis ve tedaviler ile önlenebilmektedir. Gerek hastalığı oluşturan gerekse hastalığın ilerlemesine neden olan durumlar vardır ki kalp ve damar hastalığı risk faktörleri olarak karşımıza çıkar. Bunlar; ailesel yatkınlık, hipertansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık, kolesterol metabolizması bozuklukları, dengesiz beslenme, hareketsizlik, sigara kullanımı ve anksiyete, depresyon gibi psikolojik bozukluklardır. Daha önce kalp damar hastalığı olmayan bir kişinin kalp hastası olmaması için bu risk faktörleri ile mücadelesi birincil koruma, hastalık ortaya çıkanlarda hastalığın ilerlememesi için mücadele ikincil koruma olarak isimlendirilir. Yani kişi kalp hastası olmasa bile kendisindeki kalp damar hastalığı için risk yoğunluğunu bilmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır” dedi.
KIŞ MEVSİMDE KALP KRİZİ ARTMAKTADIR
Uzm. Dr. Öz, kış mevsiminin kalp damar hastalıkları üzerine birtakım olumsuzluklar getirebildiğini ifade ederek, “Soğuk hava kas spazmlarına (kasılmalarına) dolayısı ile kalp damar darlıklarının ilerlemesine, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi belirtilerin artmasına ve kişinin fonksiyonel kapasitesinde azalmaya neden olur. Yine soğuk hava kanın pıhtılaşmaya olan yatkınlığını artırdığından özellikle kalp damar hastalığı olanlarda damar içinin pıhtı ile tam tıkanması yani kalp krizi ya da inme ihtimalini artırmaktadır” şeklinde konuştu.
GRİBAL ENFEKSİYONLAR KALP YÜKÜNÜ ARTIRIR
Uzm. Dr. Özgür Öz şöyle devam etti: “Kış mevsimi gecelerin uzun günlerin kısa olması nedeni ile yaşam tarzımızı etkilemektedir. Günlerin kısa olması, soğuk hava günlük fiziksel aktivitenin azalmasına, gecelerin uzun olması besin tüketiminin artmasına, havaların daha karanlık seyretmesi psikolojik bozukluklara yol açabilmektedir. Tüm bunlar kalp damar hastalığı risk faktörlerinin yoğunlaşması anlamına gelmektedir. Kış mevsiminde özellikle gribal enfeksiyonlar kalp yükünü artırabilmekte, kalp yetmezliğinin şiddetlenmesine, kalp krizi risklerinin artışına neden olabilmektedir.”
BİLİNÇLİ DAVRANMAK ÖNEMLİ
Kışa özel tüm bu risk artışlarına karşı bilinçli davranmak ve gerekli önlemlerin alınması ile azaltılabileceğini kaydeden Dr. Özgür Öz, “Sağlıklı dahi olsanız 40 yaşına gelmiş bir kişinin risk yoğunluğunun değerlendirilmesi ve doğru önerileri alabilmesi için kardiyoloji muayenesi olması, beslenme konusunda özen göstermesi, fiziksel aktiviteleri azaltmaması, yüksek risk grubunda ise kışa girmeden grip aşısını yaptırması gibi tedbirler, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı gibi bulguların ortaya çıkması durumunda hekime başvurma ve gerekli tedavi düzenlemeleri kalp damar hastalığı açısından olumsuzlukları düzeltebilmektedir” ifadelerini kullandı.