Türk filmlerinde sıklıkla karşılaştığımız duygusal travma ya da şok sonrası yaşanan kekemelik aslında bir şehir efsanesi. Genetik yatkınlığa bağlı ya da gelişimsel süreçte dönemsel de yaşanabilen kekemeliğin altındaki neden korku ya da duygusal şok değil.
Özellikle küçük yaşlarda ortaya çıkan kekemelikte çocuk yakından takip edilmeli. Konuşma güçlüğünün devam ettiği durumlarda vakit kaybetmeden bir uzmandan destek alınmasının, kekemeliğin kalıcı hale gelmesinin önüne geçtiğini belirten Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi’nden Klinik Psikolog Nilüfer Erkin, kekemelik ile ilgili şu bilgileri verdi:
Dil, konuşma ve işitme iletişimin temel parçalarıdır. Aynı dili konuşabilmek insanların birbirini anlamasını ve iletişim kurmalarını sağlar.Ancak, iletişimi sağlayan yalnızca dil bilgisi kurallarına uygun, doğru kurulmuş cümleler değildir. Kelimeleri nasıl seçtiğimiz, ses tonumuz ve konuşmaya eşlik eden vücut hareketlerimiz de iletişimi oluşturan önemli parçalardır. Sağlıklı iletişim kurmak sağlıklı ilişki kurmak anlamına gelmektedir. Kekemelik, bireyin ailesi, arkadaşları, okul veya iş ortamındaki bütün sosyal çevresi ile iletişim ve ilişki kurmasını olumsuz etkileyebilecek bir konuşma bozukluğudur.
KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ ÇEKİYORSA KEKEME OLABİLİR
Akıcılık iletişim boyunca konuşmanın akabilmesidir. Kişinin konuşması uygun bir ritim ile belirli bir hızda çaba göstermeden akar. Ancak bazı bireylerin konuşmasındaki akıcılık bozulur. Kişi konuşurken;
Ses ve ya hece tekrar ediyorsa (“dolap” yerine “do-do-do-dolap”, “açık” yerine “a-a-a-a-açık” gibi),
Ses uzatıyorsa (“uzak” yerine “uuuuuuuuzak”, “komşu” yerine “koooooomşu” gibi),
Kelimeler arasında duraklamalar (sessiz bloklar) oluşuyorsa,
Kolayca söyleyemediği kelimenin yerine alternatif kelime bulup asıl kelimeyi söylemekten kaçınıyorsa,
Kelimeler arasına uygun olmayan sesler koyuyorsa (“ıııııı”, “eeeeee” gibi),
Konuşma sırasında gözle görülür bir fiziksel gerilim yaşıyorsa kekemeliği olduğu düşünülür.
KALICI OLMAMASI İÇİN ERKEN DÖNEMDE TEDAVİ ŞART!
Genelde bilinenin aksine kekemeliğin nedeni herhangi bir korku veya duygusal şok değildir. Normal yaşam koşulları ve iletişim içerisinde de ortaya çıkabilir. Ailede en az bir kekemenin daha olması ve genetik yatkınlık kekemeliğe zemin hazırlayan faktörler olarak değerlendirilir.
Kekemelik, erkeklerde kızlara oranla daha fazla ve erken çocukluk döneminde 2-5 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu dönemde ortaya çıkan kekemeliğe “gelişimsel kekemelik” adı verilir ve bazı çocuklar için sadece birkaç ay sürüp kendiliğinden ortadan kaybolurken, bazı çocuklar yıllarca kekelemeye devam ederler.
Kekemelik ilk başladığında beklenmesi ve çocuğa fark ettirilmemesi doğrudur ancak çocuğun kekelediği süre uzadıkça kalıcı olma riski de artar. Anne ve babanın bu bekleme süresini uzatmaması ve bir uzmandan destek alması çok önemlidir.
Kekemelik konuşma terapisi ile çözümlenebilen bir bozukluktur. Her yaşta tedavi edilebilir ancak çocukluk döneminde terapiye başlandığında daha hızlı çözülür. Kekemelik ile konuşma terapisi eğitimi almış uzmanlar çalışır.